19 Mart 2013 Salı

insan kaç kişi?

sait faik "yazmasam çıldıracaktım." derken, ne demek istediğini hücrelerimde hissedebiliyorum. beyinde dolanıp duran düşünceler, kelimeler, insanlar; dolanma süresi uzadıkça kafatası duvarlarına daha hızlı vurmaya başlıyor. vurdukça zonklamalar, ağrılar ve sıkıntılar artıyor haliyle. bu tımarhaneden kurtulmanın tek yoluysa onları kafadan söküp atmak; bunun tek yoluysa, onları yazmak.

kafada dönüp duranlar gerçek yerlerini bulduğunda, yani kağıt ya da ekranda varolduklarında, acı-şölen sona eriyor. yenisini başlatmak üzere elbette. çünkü baktınız kağıt üzerindekiler iyi yaşıyor, birkaç insan da beğendiyse bu yaşamları, artık zehirden kurtulmanın yolu yok. içinizden her seferinde daha fazla insan, daha fazla düşünce, kelime, cümle, hikaye çıkmak üzere zorlamaya başlıyor.

defterler, kağıtlar, sanal kağıtlar, faturalar, dergiler, biletler, yani yazının girdiği her nokta birkaç hikaye karalaması, birkaç karakter lafı, birkaç durum tahliline sahne oluveriyor. durmaksızın dinlemek, düşünmek, okumak istiyor insan, sırf kafasını durdurmak için, ama nafile. hepsi yeni yeni seslere neden oluyor. ve hoşgeldin kısırdöngü! çıkarmazsan kafandakileri, yazmazsan, o karakterleri var etmezsen o sesler gitmez; ama giderlerse de yenileri mutlaka gelecektir. yani yazma işi tümüyle, delirmemeye çalışmaktan ibarettir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder